Ben Şehnaz

GÖRDÜĞÜME SEVİNDİM – İclal Aydın

11 Kasım 2011

2005 yılında okuyup altını çizdiğim bir kitap daha… O zamanlar kitapları daha bir farkındalıkla okuyormuşum sanırım. Nasıl desem? Sanki her cümleye daha bir önem atfediyor, üzerinde daha bir duyuormuşum. Ne kadar çok cümle iz bırakmış baksanıza…


Kısacık saçları ve sıcacık gülümsemesiyle kitabın kapağındaki İclal, insanın içini ısıtmıyor mu sahi?


İyi okumalar…


Rağmen:

  • Bu, beklenmedik bir rüzgar çıkması gibi… “Hay Allah, üzerime hırka da almamışım” dedirten… Üşüten… Kaçmayı, koşturmayı, gördüğüm ilk ağaç altına, ilk saçağa sığınmayı isteme durumunda bırakan… “Mutlu muyum” diye soruyor babam bana… Sanki yere düşmüştüm, sanki kimse görmemişti, sanki avuçlarımın içi acıyordu, sanki ağlamamak için zor tutuyordum kendimi; derken işte tam da o sırada biri “Düştün mü küçük, bir yerin acıdı mı?” diye eğiliverdi sanki… Yumru yumru olmuş kalbime biri dokunuverdi…

Aynada Dünya Dağınıklığı:

  • Nasıl öğrettiler bize boyun eğmeyi?… Şahane olmadığımıza, güçlü olmadığımıza dair beslediğimiz o çok köklü inançsızlık mı bizi bu hale getirdi?

Duvar:

  • İnsan bazen başka hikayelere ağlarken içeride bir yerde kapısı aralık kalmış kendi hikayesine ağlar aslında…
  • Her insan bazen bir duvarın dibinde geride bıraktığı güzel günlere ağlıyor…

Tanıdıkça:

  • “İnsanları tanıdıkça daha az sever oldum.”
  • “İnsanlara verdiğim kıymeti ekseriyetle kendim geri almak zorunda kaldım beyefendi.”

O İlk An:

  • Kar yağıyor, eriyor… Dışarıda bir hayat durmaksızın koşuyor.

Yaşar Gibi Yapıp Hiç Yaşamadım:

  • O anlatıyordu, bense sanki ağlamak için başına oturduğum bir filmi izler gibi onu izliyordum.
  • Bir karar vermek için geç olmamalı aslında. Kimi korktuğu için, kimi tembellikten, kimi de farkında olmadığından veremiyor hayatıyla ilgili kararları…
  • Oysa bir mutsuzluğu bitirebilmek için insan kendi hayatının farkında olmalı…

Duvarın Son Parçası:

  • Vurulanlar, kurtulanlar ve ne yazık ki bir satranç oyununda piyon olanlar…

Bir Şehre Uyanmak:

  • Uykudayken bir insan nasıl masumsa, o masumiyetindeyken görüyorum şehri şu anda.

Aşk Bu, Geçer:

  • “Geçmiş”, dedim dudağımın arasından… “Hayır” dedikardeşim. “Kanıyor baksana…”

Hayallerim, Aşkım ve Ben:

  • “Yalnız yaşamayı öğrenmelisin” demiş bir arkadaşım. “Ben yalnız yaşamayı biliyorum. Sadece (bunu) istemiyorum” diye cevap vermişim.

Dünyanın Her Yerinde Aynı mı Ağrır Kadın Kalbi?:

  • Dünyanın her yerinde… Kirpiklerinde aynı dilden bir kederle…

Seni Seviyorum:

  • Unutmadan… Daha sonra aşk acısını “iyice” çekebilmek için kendilerine saklıyorlar erkekler kalplerini… Çünkü kemirip tükettikleri hep kadınların kalbi oluyor… Nedense!…

Yüzleşme:

  • On üç yaşımdayken bacaklarımın ağrısından uyuyamazdım geceleri. “Büyüyorsun, ondan ağrıyor.” derdi annem.
  • Çektiğim onca acıya rağmen “büyümeyen” ruhum utandırıyor beni…
  • Gerçekten yaşadığı onca şeyden sonra nasıl oluyor da yürek hala aynı hataları yapıyor?

Ben Kalıyorum:

  • Ve her son, mutlu son olmuyor… Ama her bitiş gerçekten son mu oluyor, onu da bilmiyor insan.

Susma Zamanı:

  • Aslında… Hiçbir şey yok…

Sıfatlardan Kurtulmak İçin Size Geldim:

  • … biliyorsanız, bize hayatı öğretin.
  • Beni kafasında biçimlendirdiği gibi görmekte inat eden sevgilim de suçlu…

Sana Geldim… Hepsi Bu…:

  • Ben karşımdakinin beni yolun ortasında terk edeceğini bile bile kendimi ona adıyordum. O beni terk edeceğini bile bile benden sevgimi ona sonuna dek kanıtlamamı istiyordu.
  • Yıllar sonra birgün hayatımda ilk kez sevgisi benim sevgimden daha güçlü olan biriyle yola çıktım. Ama bunun farkında değildim ve onu da öncekiler gibi koşullu ve hesaplı sanmıştım.

Seninle Bütün Hayatını Aldatan Hayalet:

  • Karşıma çıkan herkeste seni aramak… Seni hatırlattığı için birine aşık olduğunu sanmak…

Benzer Yazılar

1 Yorum

  • Cevap Derya 9 Temmuz 2012 at 13:54

    kesinliklşe insanın içini ısıtıyor iclal aydının tüm kitapları güzel.hepsinde o sıcaklığı hissediyro hep yazsın istiyorsunuz vatan gazetesindeki köşe yazılarınıda okurum hep

  • Yorum Bırakın