Bir film izledim. Hem de bir kereden fazla izledim. Ve “Ya tenim tenini hiç hissetmemiş olsaydı… Ya saçlarının rengini hiç
göremeseydim… Peki dudaklarının tadını hiç alamasaydım… Ya bana menekşeleri hatırlatan kokunu duyamasaydım… “İkimizin şarkısı” olan bir çok şarkıyı dinleyemeseydim… Düşünemiyorum…” dedim kendi kendime…
Bir adam ve bir kadın… Adam renkli göremiyor, koku ve tat alamıyor, sevgilisinin hiçbir dokunuşunu hissedemiyor ve müziği sadece güneş doğarken sahilde duyuyor… Çünkü adam bir melek. Bir insana aşık olmuş bir melek o…
Kadın adamı terkederken ona “Beni hissedebilen bir erkek istiyorum” diyor. Adamın “Ama sen beni hissediyorsun ya bu yeter” demesi bir işe yaramıyor…
Terkedilmiş bir melek… Tat koku alamayan, dokunuşları hissedemeyen bir melek… Siyah beyaz bir dünyada duygularını paylaşan şarkılar olmadan ayrılığa katlanması gereken bir melek… Soruyorum, bu meleğin dünyada kalması, bu ayrılığa dayanabilmesi için bir tesellisi var mı?
Hatta daha da fenası bu meleğin yaşaması için bir nedeni var mı?
Kendimizi onun yerine koymak zor olmasa gerek… Siz ne yapardınız? Yaşar mıydınız?
Filmi izleyin, görün… Çünkü o yaşıyor! Hem de akıl almaz bir biçimde…
Yorum Yok