Ben Şehnaz

Sadeleşme sürecim – Minimalizmle ilgili kitap önerileri

15 Ocak 2018

Merhabalar, Ben Şehnaz ve bugün sizlere minimalizmden, sadeleşmeden ve benim sadeleşme sürecimden bahsedeceğim. Hoşgeldiniz.

Minimalizm aslında 60 lı yıllarda ortaya çıkan bir sanat akımı ancak günümüzde artık bir yaşam felsefesi haline geldi ve her geçen gün yerini sağlamlaştırmaya devam ediyor. Daha çok tükettikçe daha çok mutlu olacağımızın pomplanmasına karşın, daha çok mutlu olamadığımızı farkettikçe tüketime olan ilgimizi kaybediyor ve sahici mutluluklar peşine düşüyoruz.

Minimalizm, minimum kelimesinden türetilmiş bir kavram. Minimum hepimizin bildiği gibi “Bir şey için gerekli en az veya en küçük miktar ya da nitelik” demek. İşte minimalizm de hayatımızı idame ettirebilmek için gerekli olan tüketimi minimuma indirirken bundan elde ettiğimiz faydayı artırmak gibi bir anlama çıkıyor. Herkes minimalizmi kendine adapte edip, hayatının farklı alanlarında uygulayabilir.

Benim minimalizm ile ilgilenmeye başlamam yaklaşık 1,5 yıl önce başladı. 2016 yılının yeni yıl döneminde bir kitapçıda gezerken SADE isimli bir kitapla karşılaşmaış fakat almaktan vazgeçmiştim. Aradan birkaç ay geçtikten sonra da henüz yeni evlenmiş çok yeni bir düzen kurmuş biri olarak evde uzun zamandır üstüme üstüme gelen eşyalar olduğunu farkettim. Hediye gelip kenara bi yere koyduğum biblolar, gardropta üstüme üstüme gelen ama hiç birini giymek istemediğim kıyafetler, kocaman olmasına rağmen bir türlü sığamadığım mutfak tezgahı, karman çorman çekmeceler, depo olarak kullandığım arka balkondakiler ve daha bir sürü eşya / alan. Yavaş yavaş hepsinden kurtulmak istiyordum ama bir yandan da kıyamıyordum. İşte tam bu sırada “Minimalizm”le ilgili youtube videoları izlemeye, kitapları araştırmaya, blogları taramaya başladım. Bana uzaktan göz kırpıyor, “Hadi sen de yapabilirsin” diyordu. Ve kalkıp o yılbaşında gördüğüm  SADE isimli kitabı almaya gittim.

SADE’nin sonrasında okuduğum kitap Marie Kondo’nın “Hayatı sadeleştirmek için derle topla rahatla”sı beni bayaa silkeledi desek yeridir. Marie Kondo kendi geliştiridği KONMARİ metodunu oldukça açıksözlü bir dille anlatıyor. Sizin gereksiz olan bir çok eşya için üreteceğiniz bahaneleri tek tek çürütüyor ve kendinize itiraf etmenizi sağlıyor. Kitaptaki bütün argümanlar size uymuyor olabilir ama düşünce biçiminizi değiştireceği kesin 🙂 Marie Kondo’nun kitabı ben de harekete geçme isteği uyandıran kitap oldu ve evdeki birçok eşyamı KONMARİ METODU ile azalttım. Marie Kondo’nun kitapta öğrettiği en önemli şey bir eşyayı elinize aldığınızda mutluluk duymuyorsanız ondan kurtulmanız gerektiği. Sevmediğiniz, kullanmadığınız ama tutamaya devam ettiğiniz eşyaların yok olması demek evinize giridğinizde size hep mutluluk veren eşyalarla sarılmanız demek.

Şu anda Francine Jay’in “AZLA MUTLU OLMAK” kitabını okuyorum ve önemde uzun bir okunacak kitaplar listem var. Okuduklarımın ve okumak istediklerimin, bu konuda izlediğim belgesellerin linklerini yazının sonuna ekliyorum. İsteyenler göz atabilir.

Okuduğum bütün kitaplarda bir şey satın almadan önce cevap verilmesi gereken sorular ve mevcutta sahip olunan eşyaların sadeleştirilmesi gerektiği vardı. Ben de bir şey satın alırken kendime şu soruyu sormaya başladım: Gerçekten gerekli mi? Çünkü çok kere indirimde olduğu için alıp haftalarca giymediğim ya da üzerime tam olamayan bir şeyi çok beğendiğim için  “kilo verince tam olur” diye alıp hiç kilo vermediğim oldu. Eminim çoğumuz bunun gibi bir çok atıl eşya ile yaşamışızdır. Henüz verilmemiş kilolara bağlı kıyafetler almak yerine kilo vermek için bir şeyler yapmaya çalışmak e doğrusu. Hem en sonunda kilo verdiğinde insan kendini ödüllendirmek istiyor. Heveslenip alamadığınız kıyafetleri o zaman ödül olarak alabilirsiniz.

Minimalizm felsefesini hayatınızda uygulamak istiyorsanız önce düşünme biçiminizi değiştirmeniz gerekiyor ve bu kitaplar da bunu sağlıyor. Yani tüketim, ihtiyaç, alışveriş, düzenleme gibi konularda bakış açınız değişiyor. Kendinizi analiz edip daha iyi tanımaya başlıyor ve buna göre hareket etmeye başlıyorsunuz. Sadeleştikçe rahatlıyor, daha verimli bir hayat yaşamaya başlıyorsunuz. Alıp da kullanmadığınız gözünüze batan bütün eşyalar azaldıkça nefes almaya başlıyorsunuz.

Bu konuda ilerlenmesi gereken bir yol var ve ben bu yolun henüz yarısında gibi görüuorum kendimi. Bu süreçte sizinle daha detayda neyi nasıl yapmamız gerektiğine dair yazılar paylaşıyorum ve paylaşmaya da devam edeceğim. Sorularınız için yazının altına yorum yapabilir ya da intagram üzerinden iletişime geçebilirsiniz.

Umarım anlattıklarım yararlı olmuştur. Yeni bir yazıda görüşmek üzere.

İnstagram: https://www.instagram.com/bensehnaz/

Kitaplar:

Ebeveynler için Kitaplar:

Belgesel:

daha bir çok video var ama ingilizce metin olduğudan eklemiyorum hepsini.

Sevgiler,

Taze Gelin

Benzer Yazılar

1 Yorum

  • Cevap Ebru 1 Şubat 2018 at 17:21

    Önce ‘’Giyecek hiçbir şeyim yok!’’ diyerek üzülüyoruz. Ardından bu ihtiyacı gidermenin yollarını arıyoruz. Bunun için kendimize yakışacağını düşündüğümüz kıyafetleri satın alıyoruz fakat bu döngü hiç bitmiyor. Çünkü satın aldığımız kıyafetlerimizden kimi zaman sıkılıyor, yeni kıyafetler almak, yeni kombinler oluşturmak istiyoruz.

    Bu istekler doğrultusunda modayı yakından takip ederken bazen modanın gerisinde de kalabiliyoruz. Kıyafetlerimizin modası geçebiliyor çünkü. Gardırobumuz da dolup taşıyor aldığımız kıyafetlerle. Bu nedenle her ne kadar yeni kıyafetler almak istesek de gardırobumuzda yer olmadığından alışveriş yapamıyoruz. Peki, giymediğimiz kıyafetlerimizden nasıl ve ne zaman vazgeçeriz, bu fazlalık hissinden nasıl kurtulabiliriz, birlikte bakalım:

    Blog yazımızı okumak için linke tıklayabilirsiniz; https://www.tarz2.com/kiyafetlerImIzden-vazgecme-esIgI ?

  • Ebru için bir cevap yazın Yanıtı İptal Et